Unabomber





Unabomber (Ted John Kaczynski)

Kimliği belirlenemeyen ve çeşitli adreslere gönderdiği bombalı paketlerden ötürü FBI tarafından Unabomber olarak adlandırılan kişi, bu manifestoyu bombalı eylemlerin süreceği tehdidiyle eylül 1995′te The Newyork Times ve The Washington Post gazetelerinde yayınlattı.




* * *
Manifestodan ;

Ben Afrika’da kanat çırpan kelebeğin Kuzey Amerika’da yarattığı kasırgayı istiyorum. Ben kaos istiyorum. (girişten)

Sanayi devrimi ve sonuçları insan soyu için bir felaket oldu. Bu sonuçlar ‘gelişmiş’ ülkelerde yaşayan bizlerin yaşamdan beklentilerini oldukça artırırken toplumun dengesini bozdu, yaşamı anlamsızlaştırdı, insanları aşağılamalara maruz bıraktı, yaygın psikolojik acılara yol açtı ve doğal dünyayı şiddetli zararlara uğrattı.9

Endüstriyel-teknolojik sistem devam ederse, sonunda psikolojik ve fiziksel acılar daha düşük seviyelere inebilir, ancak uzun ve acı dolu bir alışma döneminden sonra ve insanlarla diğear pek çok yaşayan organizmayı işlenmiş birer ürün ve çark dişlilerine indirgemek pahasına…9

Yirminci yüzyılın ilk yarısında solculuk pratikte sosyalizmle özdeşleştirilebilirdi. Bugün kime tam anlamıyla solcu denilebilecek açık değildir.10

Çağdaş solculuğun temelinde iki eğilim yatmaktadır: Aşağılık duygusu ve aşırı toplumsallaşma.11

Aşağılık duygusundan kastımız, yalnızca katı anlamda aşağılık duygusu değil, buna ilişkin özelliklerin bütün yelpazesidir: Kendine az değer verme, güçsüzlük duyguları, depresif eğilimler, yenilmişlik, suçluluk, kendinden nefret etme vb.11

Çoğu solcuda, bir şekilde aşağı bir imaja sahip grupların problemleriyle yoğun bir özdeşleşme vardır.12

Feministler, kadınların da erkekler kadar güçlü ve yetenekli olduğunu ispatlamak için umutsuza hevesleniyorlar. Açıkça görülüyor ki, kadınların erkekler kadar yetenekli ve güçlü olamayabileceklerinden için için korkuyorlar.13

Solcularda, güçlü, iyi ve başarılı imaja sahip her şeyden nefret etme eğilimi vardır. Solcuların Batıdan vb.den nefret etmek için öne sürdüğü nedenler, gerçek nedenleriyle aynı değildir. Batıdan savaşçı, emperyalist, cinsiyetçi vb. olduğu için nefret ettiklerini söylerler; ancak aynı hatalar sosyalist ülkelerde ortaya çıktığında onlar için bahaneler bulur veya en iyi koşulda istemeyerek bunların varlığını kabul eder.13

Solcu rekabet kavramına muhaliftir, çünkü içten içe kendini yenilmiş hisseder.13

Çağdaş solcu entelektüellere çekici gelen sanat şekilleri genelde sefalet, yenilgi ve umutsuzluk üzerinde odaklanmaya meyillidir.14

Çoğu insan için yapay etkinlikler gerçek amaçlara ulaşmaktan daha az tatmin edicidir. Yapay etkinliklerle çok yakından ilgilenen insanların asla tatmin olamamaları, huzur bulamamaları bunun göstergesidir.24

Bugün varolan kalabalıklaşma derecesi ve insanın doğadan soyutlanması, teknolojik ilerlemenin sonuçlarıdır.26

Muhafazakarlar aptaldır: Bir yandan geleneksel değerlerin yıkılmasından dolayı sızlanırken, diğer yandan da teknolojik ilerleme ve ekonomik gelişmeyi içtenlikle desteklerler. Görünen odur ki, bir toplumun tüm diğer yapıları değişmediği sürece, o toplumun ekonomi ve teknolojisinin değişemeyeceğini ve böyle hızlı değişikliklerin de geleneksel değerleri kaçınılmaz olarak yıkacağını anlamıyorlar.27

Bizce ‘kişilik bunalımı’ aslında bir amaç duygusu arayışıdır, çoğunlukla da uygun bir yapay etkinliğe bağlanma arayışıdır. Varoluşçuluk da büyük oranda, çağdaş toplumun amaçsızlığına bir tepkidir.31

İlkel insanın güvenliği büyük oranda kendi ellerindeyken, çağdaş insanın güvenliği, kişisel olarak etkileyemeyeceği kadar uzak ya da büyük kişilerin veya kuruluşların ellerindedir.34

Çağdaş insanın eli kolu, dürtülerinin çoğunu engelleyen, böylece de güç sürecine müdahale eden bir kurallar ve düzenlemeler ağıyla bağlanmıştır.34

Davranışlar yalnızca açık kurallarla ve devlet tarafından düzenlenmez. Kontrol sık sık dolaylı baskı veya psikolojik baskı veya manipülasyon yoluyla ve devletin dışındaki kuruluşlar tarafından veya bütün olarak sistem tarafından uygulanır.35

Bizce, çağdaş insanın uzun ömürlülük ve ileri yaşlara dek fiziki dinçliği ve cinsel çekiciliği koruma takıntıları, güç süreciyle ilintili olarak bir mahrumiyetten kaynaklanan tatminsizlik belirtisidir.35

Bilim ve teknoloji yapay etkinliklerin en önemli örnekleridir.40

Bilim yapay bir etkinliktir, çünkü bilim adamları temelde çalışmalarından edindikleri tatmin için çalışırlar.41

Anayasal haklar bir dereceye kadar yararlı olsa da burjuva özgürlük anlayışı olarak tabir edilebilecek şeyi garantilemekten pek fazlasına hizmet etmez.44

Bir insan sırf yeterince özgür olduğunu söylüyor diye, onun yeterince özgür olduğu sanılmamalı. Özgürlük kısmen insanların farkında olmadığı psikolojik kontrollerle sınırlanır; üstelik insanların özgürlükten ne anladıklarını oluşturan düşünceler, kişilerin kendi ihtiyaçlarından çok, toplumsal yasalar tarafından yönlendirilir.45

İlerlemiş toplumlarda sistem işleyebilmek için insan davranışlarını sıkı sıkıya düzenlemek zorundadır.50

(Çağdaş toplumlarda bugün) ortalama insanda bir güçsüzlük duygusu oluşuyor.50

Toplumumuzda ‘akıl sağlığı’ kavramı büyük oranda bireyin sistemin ihtiyaçlarına uygun olarak davranma ve bunu stres belirtileri göstermeden yapma düzeyine göre tanımlanır.52

Teknolojinin ‘kötü’ taraflarını atıp sadece ‘iyi’ taraflarını bırakamazsınız.53

Teknolojiyle özgürlük arasında kalıcı bir uzlaşma olması olanaksızdır, çünkü teknoloji, çok daha etkin bir güçtür ve tekrar tekrar varılan uzlaşmalar yoluyla sürekli özgürlüğe geri adım attırır.55

Teknolojinin böylesine güçlü bir sosyal güç olmasının diğer bir nedeni ise, teknolojik ilerlemenin, bir toplumda daima aynı yönde ilerlemesidir; bu ilerleme tersine çevrilemez. Teknik bir yenilik bir kere ortaya çıktı mı, insanlar genelde ona bağımlı hale gelirler, yani, daha gelişmiş bir yenilik onun yerini alıncaya kadar, bir daha asla onsuz olamazlar. Yeni bir teknolojik araca yalnızca bireyler bağlanmaz, dahası sistem de tümüyle bağlanır. Bilgisayarların ortadan kaldırılması durumunda sistemin ne hale geleceğini düşünün.57

Ne kanunlar, kurumlar, gelenekler ne de ahlaki kurallar, hiçbir toplumsal düzenleme teknolojiye karşı kalıcı bir koruma oluşturamaz. Tarih, tüm toplumsal düzenlemelerin geçici olduğunu gösteriyor.59

Toplumumuz sisteme uygun olmayan herhangi bir düşünce ya da davranış biçime ‘hastalık’ olarak bakma eğilimindedir.68

Tarih, genelde ne istediğini bile tam olarak bilmeyen çoğunluklar tarafından değil, kararlı ve etkin azınlıklar tarafından yazılır.83

6 yorum:

  1. insanları öldürmesi tartışılmaz suç.amaaaa teknoloji ve özgürlükle ilgili söyledikleri tamamen doğru.sade yaşamın anlamının farkına varan pekçok kişi(dünyada çok azdır mutlaka)her ne kadar düşüncelerini toparlamakta zorlansalar da temelde böyle düşünüyor olmalı.
    ama tabii bunu hayata geçirmek çok zor.herkes gidip kaczinski gibi bir dağ başında yaşayabilme lüksüne sahip değil.neyazk ki....
    sade yaşamak bir lüks.bağımlıyız çünkü.tüketime bağımlı olmayabiliriz.hepsinden vazgeçebiliriz.ama tabii ancak en az şeye ihtiyaç duyan biri olabilmişsek.konfiçyusun dediği gibi.

    YanıtlaSil
  2. bitmedi.konuşmak gereksiz geliyor ama bir kerecik yazacağım.en az şeye ihtiyacımız olmasını başarabilmişsek ve sorumlu olduğumuz kişiler varsa işte o zaman seçim yapmak zorunda kalıyoruz.çünkü sevdiğimiz o kişiler bizim gibi düşünemiyebiliyor.yaşayamayabiliyor.örneğin çocuğumuz bizim gibi değilse.
    tüketimeteknolojiye bağımlı sevdiklerimiz varsa bizim hayatımız bitiyor.

    YanıtlaSil
  3. seçim yapıyorsunuz.elbette çocuğunuzu seçiyorsunuz.size ihtiyacı var.
    o noktadan sonrası artık umutsuz.sade yaşamın farkına varmış biri için bu öğretilmiş düzenin içinde yaşamak işkence gibi ve anlamsız geliyor.artık konuşmak gereksiz geliyor.meyi konuşacaksınız ki.yeni çıkan teknolojik ürünler,illaki ritüellere bağlı eğlence? ler,reklamların empoze ettiği hayat,

    YanıtlaSil
  4. sözümona sağlıklı yaşam?müziği bile nasıl nerde dinleyebileceğimiz?illaki hep birilerine bağımlı yaşamak?heryere birileriyle gitmek?evde illaki mobilyalar olması?kitaplardan?fikiralışverişimi yapmak gerek illaki?
    hiç konuşmadan da iletişim halinde olamazmı insanlar?iletişimde olmak isteyemez mi?istemiyorsa bunları illaki depresyondamıdır?

    YanıtlaSil
  5. insanlık çok zaman önce bir seçim yapmış.ya doğayla birlikte uyum içinde sadece yaşamak.ya da teknolojiye önce sahip olup sonra kölesi olmak.teknolojiyi seçmişiz.doğayla savaşıp yok ettik.hala farkında değiliz ama doğa olmayınca yaşam yoktur.teknoloji olmazsa yaşam sürer.hem de gerçek anlamında.artık çok geç elbette.

    YanıtlaSil
  6. yorumlar için teşekkür ederim...bence oyle teknolojiye sırt çekirip dağa bayıra çıkmak mantıklı değil, sen teknolojinin kölesi değil de o senin kölen olduğu sürece sorun yok bence :)

    biraz da dünya'ya karşı insaflı olursak herşey daha güzel olacaktır

    YanıtlaSil