Ünlülerin Aşk Mektupları

Benim gibi yazmayı bilmeyenler için örnek alınacak aşk mektupları


Victor Hugo'dan Juliette Drouet'ye.......

31 aralık 1851

Bütün bu karanlık ve şiddet dolu günler boyunca harikuladeydiniz,Juliette 'im.Sevgi istedim getirdiniz, sağ olun!Gizlendiğim yerlerde ,sürekli tehlikede beklemekle geçen gecelerin sonunda,kapımda parmaklarınızda titreyen anahtarın sesini duyduğumda,kötülükler ve karanlıklar yok oluyordu;içeriye ışık giriyordu!Çatışmalara ara verildiğinde yanı başımda olduğunuz o korkunç,ama müthiş tatlı saatleri asla unutmamalıyız.O küçük karanlık odayı,tavandan,duvarlarda n sarkan o eski eşyayı,yan yana duran iki koltuğu,masanın bir köşesinde yediğimiz yemeği,getirmiş olduğunuz soğuk tavuğu yaşamımız boyunca unutmayalım;tatlı konuşmalarımızı,okşamalar ınızı,kaygılarınızı,adanm ışlığınızı hep anımsayalım.Beni sakin ve dingin gördüğünüze şaşırmıştınız.Bu sakinlik ve dinginlik nereden geliyor,biliyor musunuz?
Sizden.....

--------------------------------------------------------------------------

Asagidaki satirlar Fransiz tarihinin (belki de insanlik tarihinin) en dramatik
askinin kahramanlari sair, filozof Abélard ile ögrencisi Héloise'in birbirlerine yazdiklari mektuplardan alintilanmistir. 1079 yilinda Nantes yakinlarinda dogan Abélard gençliginde felsefe ile ilgilenir. Egitimini sürdürmek için Paris'e gider, dinbilim dersleri alir ve konusmalari ile Paris'i adeta fetheder. 37 yasinda iken 12. Yüzyilin siradisi kadinlarindan; akilli, egitimli, güzel, Héloise ile tanisir. Héloise o sirada 15 yasindadir. Felsefe egitimi ile baslayan bu tanisiklik tutkulu bir aska dönüsür ve Héloise 1118'de bir erkek çocuk dogurur. Gizlice evlenirler. Héloise evliligin Abélard'in filozof kisiligi ile bagdasmayacagini düsünmektedir. Héloise'in dayisi Fulbert gayrimesru çocuk dogurdugu gerekçesi ile(kimilerine göre yegeninde gözü de vardir) çifte karsi son derece acimasiz elestirilerde bulunur ve onlari taciz eder. Abélard karisini
Fulbert'ten korumak için bir manastira gönderir. Karisini korur, ama kendisini koruyamaz... Fulbert bir iddiaya göre kendi elleri ile Abélard'i hadim eder. Abélard'in tüm eserleri mahkeme karari ile yakilir. Abélard rahip, Héloise rahibe olmustur. Bir gün Héloise'in eline bir mektup geçer :
"Elin. elin degmis bu mektuba "satiri ile baslayan mektupla Abélard'a cevap yazar... Gerçekte 7 mektup vardir; ve bu mektuplari Ronald Duncan oyunlastirmistir.


ABÉLARD VE HÉLOISE

Elin. . . elin degmis bu mektuba.
Tesekkür ederim; bana yazmamissin ama.
Asik oldugum elin. O aska susamisim.
Hakkim var o elin yazdigi mektubu açmaya.
...........
Çünkü askim ölümüm oldu benim.
Sairlik taslamiyorum.
Gerçek bu: Sen olmayan her sey için ölüyüm ben.
Her gün seni unutacagim diye yeminler ediyorum,
Sonra seni düsünürken kendime yakalaniyorum.
Zaaflarima kizip köpürüyorum,
Sonra iyi ki zayifim diye sükürler ediyorum.
* * *
Inkar etme beni, kendini, ya da bizi.
Yaz bana, gizli düsüncelerini ögreneyim.
Kiskanmaya gücün varsa,
Tek rakibin, öptügüm mektuplari kiskan.
Küçücük bir kus gibiyim.
Havam sensin es üstüme.
Küçücük bir balik gibiyim.
Suyum sensin ak üstüme.
Suskunlugun çöl olur bana.
Suskunlugunda bogulurum.
* * *
Tanrim! Nasil da gipta ediyorum,
Sevgisi bizim gibi olmayanlarin mutluluguna.
Nasil da ugrastim kendimce sana kara çalmaya.
Aklimdan tüm kusurlarini tekrarladim durdum.
Bu da ise yaramadi.
Hatalarinda da sen vardin.
Onlari hatirlarken erdemlerin geliyordu aklima.
Filozof dedigin, lafin tek gerçeginin yine laf oldugunu iyi bilir.
Edebiyatin en iyisi bile küçücük bir yaprak kadar hayat dolu degildir.
* * *
Bu satirlari yazarak beni inciten elinden nefret ediyorum simdi.
En tembel adam bile bir tohum ekebilir,
Marifet bakmakta ektigin tohuma.
Baskalarinin maliysak eger tutkunun araci oluruz da,
Asla dillendiremeyiz onu.
Köpege tasma takmasan da,
Sadakati baglar onu sana.
Bilirsin ki isteyerek kalmaktadir yaninda.
Iste ben bu özgürlügü istiyordum...

--------------------------------------------------------------------------

Frida Kahlo'dan Diego Rivera'ya...

23 temmuz 1935
(Şimdi biliyorum ki) bütün bu mektuplar,kızlarla ilişkiler,bana ingilizce! öğretmenleri,çingene modeller,''iyi niyetli'' asistanlar,''uzaklardan gelen tam yetkili elçiler'' yalnızca birer flört ve aslında sen ve ben birbirimizi çok seviyoruz ve bu yüzden sayısız serüven yaşıyoruz,kapıları çarpıyoruz,lanetler okuyoruz,hakaretler ediyoruz;bütün bunlara karşın birbirimizi daima seveceğiz...

Bütün bunlar ,birlikte yaşadığımız yedi yıl boyunca sürekli tekrarlandı,yaşadığım bütün öfke nöbetleri sadece ,sonunda seni canımdan çok sevdiğimi anlamama hizmet etti;yine anladım ki,beni aynı ölçüde sevmesen bile ,bir şekilde seviyorsun.Öyle değil mi?....
Daima bunun sürmesi umudunu taşıyacağım,bu bana yeter.....

--------------------------------------------------------------------------

Franz Kafka'dan Milena Jesenska'ya

1922 dolayları
Hayır Milena,size yazmam için bir başka olanak daha yaratmanızı sizden bir kez daha rica ediyorum.Postaneye boşuna gitmemelisiniz,o küçük postacınız bile-kimdir o?- gitmemeli,hatta postacı kadına bile boş yere mektup sormamalısınız.Başka hiçbir olanak bulamıyorsanız duruma dayanmak zorundasınız,ama hiç değilse biraz çaba harcayın,yazmam için olanak yaratın.

Dün gece düşümde sizi gördüm.Ayrıntıları anımsayamıyorum,bildiğim tek şey birbirimizin içinde eriyip ağladığımız.Ben sizdim,sizse ben.Sonunda nasıl olduysa alev aldınız.Ateşin kumaşla söndürüleceği aklıma geldi,eski bir ceket alıp üzerinize vurmaya başladım.Ama bu kez görünümünüzde değişmeye başladı,değişti,değişti,s onunda artık görünmez oldunuz,bu kez ben yanıyordum,ceketle alevleri döven de bendim.Ama dövmemin bir yararı olmadı ve bu tür şeylerin yangını söndüremeyeceğine ilişkin eski korkumu doğruladı.
Bu arada itfaiyeciler geldi ve nasıl olduysa sizi kurtardılar.Ama eskisinden farklıydınız,hayalet gibiydiniz,karanlığa tebeşirle çizilmiş çizgilerden oluşuyordunuz sanki,sonra kollarıma yığıldınız,ölmüştünüz yada belki kurtarılmış olmanın verdiği sevinçten bayılmıştınız.Ama burada da şekil değiştirmenin belirsizliği devreye girdi,belkide birinin kollarına yığılan bendim......

--------------------------------------------------------------------------

Wolfgang Amadeus Mozart'tan karısı Constanze'ye

Mainz
17 ekim 1790
Not.Son sayfayı yazarken,kağıdın üzerine birbiri ardına gözyaşları düşmeye başladı.Ama neşelenmeliyim-yakala!-şaşırtıcı sayıda öpücük uçuyor havada.Şeytan!Havada kaynıyorlar!Ha!Ha!...Üçün ü yakaladım.Harikulade lezzetliler!Bu mektuba yanıt verebilirsin,ama mektubunu Linz Postanesi'ne göndermelisin.En güvenli yol bu.Regensburg'a gidip gitmeyeceğimi henüz tam olarak bilmediğimden,sana kesin birşey söyleyemiyorum.Zarfın üzerine,gelinip alınıncaya dek mektubun bekletilmesini yaz.Adieu.Çok sevgili,sevgililerin sevgilisi minik karım.Sağlığına dikkat et;kasabada dolaşmayı aklından geçirme.Lütfen yaz ve yeni yerimizi nasıl bulduğunu anlat bana,Adieu.Seni milyonlarca kez öpüyorum.....

--------------------------------------------------------------------------

Napolyon'dan Josephine'e

1797 baharı
Josephine'e,
Artık sizi semiyorum;tersine sizden nefret ediyorum.Bir cadısınız siz,tam anlamıyla yoldan çıkmış,tam anlamıyla ahmak,gerçek bir Sindirella'sınız.Bana hiç yazmıyorsunuz,kocanızı hiç mi sevmiyorsunuz?Mektupların ızın ona ne kadar zevk verdiğini biliyorsunuz,ama yine de eliniz ona beş altı satır çiziktirmeye varmıyor!

Peki bütün gün ne yapıyorsunuz Madam?Sizi sadık sevgilinize yazmaya vakit bulmaktan alıkoyacak denli yaşamsal bir uğraş içinde misiniz?Hangi bağlılık ona vatt ettiğiniz sevgiyi,sevecen ve sürekli sevgiyi boğmanıza,bir kenara atmanıza neden olabilir ki?Her anınızı dolduran,günlerinizi yöneten ve ilginizi kocanıza adamanıza engel olan bu harikulade yeni aşık kim olabilir?Bakın,söylüyorum Josephine;güzel bir gece kapılar kırılacak ve karşınızda beni göreceksiniz.

Aslında sevgilim sizden haber alamamak beni kaygılandırıyor,yüreğimi coşku ve sevinçle dolduran o güzel sözlerden oluşan dört sayfalık bir mektup yazın bana hemen.

Çok yakında sizi kollarıma almayı,sizi ekvator güneşi gibi kavurucu bir milyon buseye boğmayı ümit ediyorum.....

-----------------------------------------------------------------


KANUNİ’YE YAZILAN AŞK MEKTUBU

Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı mektup ise şöyle:
“Hazret-i Sultanım, Yüz(ümü) yere koyup kutsal ayağınızın bastığı toprağı öptükten sonra, benim devletimin güneşi ve sermayesi sultanım, eğer bu ayrılığın ateşine yanmış ciğeri kebap, göğsü harap, gözü yaş dolu, gecesi gündüzünden ayırt edemeyen, özlem denizine düşmüş çaresiz, aşkınız ile divane, Ferhat ile Mecnun’dan beter tutkun kölenizi sorarsanız ne ki sultanımdan ayrıyım. Bülbül gibi ah ve feryadım dinmeyip ayrılığından (öyle) bir halim var ki Hak kafir olan kullarınadahi vermesin. Benim devletim, benim sultanım, ayrıca bir buçuk ay oldu ki sultanım tarafından bir haber belirmedi. Hak en çok bilenlerinbilenidir ki, bu gidişle rahat yüzü görmeyip gece sabaha dek, sabahtangeceye dek bidüziye ağlayıp kendi hayatımdan el yuyup, dünya gözüme dar olup, bilmem ne edip neyleyeceğim. Zar eyleyip ağlayıp inleyerek gözüm kapıları gözlerken o eşi ve benzeri olmayan alemlerin Rabbi, aleme acıyan Allah, bütün aleme yardım edip, fetih haberini yetişti ve işitince Hak biliyor ki benim padişahım, benim sultanım, ölmüş idim taze can bağışladı. Yüce Allah’abin şükürler, o yüce kapısına varılıp şenlikler mutluluklar oldu. Bütün alem karanlıklar içinden çıkıp Hakkın esirgeyiciliğine daldılar Allah’a şükürler olsun, minnet o Hüda’ya. Daima benim sultanım, benim padişahım, dünya ve ahiret sultanı dayanağım, dünyaya baktığım iki gözümün ışığı, şahım sultanım, gazalaredip düşmanları toprak olup memleketler alıp yedi iklim zaptedesin. İnsan ve cin emrinize boyun eğip her bela ve kazadan Hak saklayıp kutsal kalbinden geçen her muradını kolay ede. Yardımcın olan Hızır İlyas arkanda olsun. Bütün emriler, peygamberler üzerinizde hazır ve nazır ola. Bütün dünya, mutlu gölgenizde hoşça yaşayıp mutlu ve gülen olalar.”


yazılarla birlikte dinlemeniz için :



Subscribe to me on FriendFeed

1 yorum: